Harun ÖZDEMİR
Kabadayı düzeninin sahte kahramanları 
7 Ekim 2022 Cuma

Yeşilçam filmleri kabadayılar ve avantür adamları olmadan çekilmezdi. Eskiden böyleydi.
 
İstanbul’un eski mahallelerinde kahvelere tünemiş sahte kahramanlar olurdu, yanlarında da avantür adamları. Mahallede yeni bir düzen kurmaya çalışırlardı. 

Neredeyse Türk filmlerinin değişmeyen konusu buydu. 

Mahallede düzen vardı ama kabadayı kendi düzenini dayatarak çıkar sağlamak ve adamlarını da doyurmak zorundaydı. 

Bu düzenin başlangıcı kabadayının mahallede tevatür cinsinden rivayet olunan kahramanlıklarına dayanırdı. 

İstediğini asabilmiş, istediğini de haritadan silebilmiştir. Kabadayı deyip geçmemek lazım. 

Gören yoktu ama kulaktan kulağa dolaşan rivayetler bu yöndeydi. 

Kabadayı bazen asabiyet halleri geçirirdi. Geçirmek zorundaydı da! Bir nevi racondu. 

Bağırmaya başladığında öyle bağırır ki görenler gözlerinin yuvasından fırlayacağını, sinirden şişen boyun damarlarının patlayacağını sanırdı. 

Sesinin en yüksek tonunu duyanlar da neredeyse yerin ve göğün yırtılacağını sanırdı. 

Oysa bu tür durumlar kabadayılığın rutin halleriydi. 

Yılda 300 filmin çekildiği Yeşilçam filmlerinde bile bu sahne değişmezdi. Bazen komşu mahallelerin kabadayıları adamlarıyla bir birbirine silah çekerlerdi ki Allah korusun, kan gövdeyi götürür gibi olur, barut kokusu her tarafa yayılırdı. 

Sonunda Türk polisi gelir, yakaladıklarını karakola götürür kaçanlar ise bir süre köşe bucak saklanarak kahveye gelirlerdi. Çok geçmez, hayat kabadayılar ve adamları için de normale dönerdi. 

Çoğu zaman işsiz, günü birlik işlerde çalışırdım. İki gün işsiz ise üç beş gün çalışır, yorgun argın evde dönerdim. 

Sık sık mahalle karışır, bekçi düdükleri ortalığı inletirdi. Hanım mahalledeki tehlikenin kokusunu en erken alan kişiydi. Beni evde tutmak ve tehlikelere karşı korumak isterdi. 

Abartmış olmayayım, zaman zaman tepem atar bu kavgalara karışıp “Dağılın lann!” demek isterdim lakin hanımım hiç razı olmazdı. 

“Sana bir şey olursa ben çoluk çocuk yapa yalnız bu şehirde ne yaparız!” derdi. Beni frenlerdi. 

Bir gün işten yorgun eve dönmüştüm. O gün yine mahallede kabadayılar kavga etmiş, mahalle bekçisi hepsini toparlayıp karakola götürmüş. Olayları kenarından köşesinden merakla izleyen oğlum koşarak yanıma geldi. 

“Baba, Cilet Fazıl var ya çok komik adam”, dedi! Çok şaşırdım, korktum da!

“Ne diyorsun oğlum, duyan muyan olur, başımız belaya girer. Sakın sen sen ol, kabadayılar hakkında ileri geri konuşma!” demeye çalışırken annesi çocuğun etini cimcikleyerek susturmaya çalıştı. 

Çocuğun komik dediği adamın zalimliği, mahallenin sınırlarını aşmış boğazın karşı yakasına geçmişti. 

Ama çocuk Cilet Fazıl’ın çok komik olduğunu söylüyordu. Nasıl olur, Kasımpaşa’dan İstanbul’u inleten adam komik olur, diye için için meraklanmaya başladım. O gece de uyuyamadım. Baktım olmuyor, sessizce yataktan kalktım çocuğun yananına yanaştım: 

“Cilet Fazıl neden komik oğlum” dedim. Çocuk da 

“Baba, Cilet tabancasıyla iki defa ateş etti, tabancası ikisinde de ikiye bölündü. O yere düşen parçasını alıp ateş etmeye çalıştı ama tabanca her defasında ikiye ayrıldı. Çok güldüm” dedi.  

Güldüğünü gören oldu mu” dedim. 

“Cilet gördü baba, bir şey de demedi”. 
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Fikret ASLAN 10 Ekim 2022 Pazartesi 11:00

Eskinin kabadayıları hırsızlık yaparak zengin olan sahtekarlardan alıp fakire dağıtırdı, şimdinin kabadayıları fakirden ve devletten çalıp İngiltereye yatırım yapıyor. AKP'nin yeni Türkiye dediği bu olsa gerek.

Yorumu oyla      6      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva